Bu Blogda Ara

13 Şubat 2011 Pazar

Konuşmak, Anlamak, Anlaşmak ...

Önyargılı olmamak gerekiyor. Hele ki içine atıp atıp biriktirmek yapılacak en büyük yanlış.

Neden mi bahsediyorum, oğlumun bakıcısından, yeni ev arkadaşımızdan, canımızı emanet edeceğimiz kişiden, Keti'den. Keti bizde işe başlayalı henüz 2 gün  oldu. İlk gün genelden bahsettik. İlk şartım içinde hiçbirşeyi biriktirmemesi, ne varsa anlatması ile ilgiliydi. İnsanoğluyuz hepimiz, bilemeyiz diğerinin içinden ne geçtiğini. Kendi içimizde büyütürüz olayları, ama niyet farklıdır amel farklı, sonuç ise apayrı. Anlaştık bu konuda, ben çekinmeden dile getireceğim istediğimi, olması gerekeni, o da.

Öyle de oluyor nitekim, ilk konuşan ben oldum. Keti'yi bize getiren adam, takıldı kafama. Bize getirmeden önce söz vermiş bi başkasına, ama bana söylemedi bunu, iki gündür haber bekliyoruz haber gelmedi biz de size getirmek istiyoruz dedi. Ama verdiğiniz fiyat diğerinin verdiği fiyattan düşük dedi. Gelsin bi görüşelim dedik, Keti ile tanışalım ona göre karar veririz istediğiniz tutarı verip veremeyeceğimize dedik. Keti ile tanışınca peki dedik, seve seve veririz dedik. Hal böyle olunca ertesi gün (Cuma günü) bizim yanımızda başladı Keti. Ama tabi durum bizim bildiğimizden farklı imiş.  Bir tesadüftür ki diğer tarafın aslında Nurturia aracılığı ile tanıştığım arkadaşlardan birinin olduğunu öğrendim. O da şaşkın ben de şaşkın. Çünkü Cumartesi kendisinde başlaması gereken kişi bir başkasında başlamıştı ama onun haberi yoktu. Haberi oldu. Görüşmüşler aracı adam ile, demiş ki ona Keti'nin annesi diğer tarafın (benim) karşı komşusunda çalışıyor, Keti o yüzden orayı tercih etti. Bu da başka bir yalan. Keti'nin annesi Beylikdüzünde çalışıyor. Kandırılan iki taraf var ve ortada bir kandıran. A bir de Keti var olayların hepsini farklı bilen, olayların yarısından haberdar yarısından haberdar olmayan.

Arkadaş dedi ki güvenme, yarın annesine yakın daha çok veren birini bulunca seni de bırakıp oraya gitmesi muhtemeldir. Tüm gece içim içimi yedi. Ne yapmak lazım ne yapmamak. Sevmiştik de Keti'yi. Yasemin'in de dediği gibi "anne ile bakıcı arasında ilk aşk" olup olmaması önemliydi. Ve olmuştu nitekim. Sabah ilk işim Keti ile konuşmak olacaktı.

Sabah Keti ile konuştum olup biteni anlattım. Olup bitenden haberi yoktu. Şaşırdı. Ona söylenen bak bu taraf daha çok veriyor, nereye gitmek istersindi. O da bizi seçmiş o yüzden. Diğer kişinin arkadaşım olduğunu öğrenince çok utandı, utanması gereken başkasıydı halbuki. Ketiye aracı adama çok kızdığımı dile getirdim, yalan söylendiği için. O da kızdı. Onların dinindeki 10 büyük günahtan bahsetti. Açık açık sordum, annene yakın bir yerde iş bulurlarsa gider misin dedim, benim orada işim var ama ben gitmiyorum dedi. Neden dedim az para veriyorlar dedi. Peki bizim verdiğimiz kadar ya da daha fazlasını veren bir yer bulurlarsa gider misin dedim. Bizim Allah domuz gibi olmayın, yetinmesini bilin der dedi. Ben sana söz verdim buradayım, üzülme bir yere gitmeyeceğim dedi. Sen benden memnun olduğun sürece, Deniz ile olan ilişkimden sıkıntın olmadığı sürece buradayım dedi. Gözleri dolmuştu, gözlerim dolmuştu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder